2 Maria Puder'den Raif Efendi'ye Mektup

12 Mayıs 2015

'' Makus talihiniz , razı gelmek zorunda kaldıklarınız ve mecbur edildiklerinizi sık sık düşünüyorum. Sanmayın ki yaşananları unuttum. Aşkı bilir mahçup haliniz,günlerce tablomun karşısında oturusunuz ve tabloya bakarken cehrenizin aldığı o hal,zihnimden hiç silinmedi. Bugün, bırakın aşk üzerine yazmayı, bunu gönlünde derinden hissedebilen birileri olduğundan dahi şüphe etmekteyim. Yazdıklarınızı her okuduğumda mert ve naif sahsiyetiniz,adalet duygunuz ve maalesef bana ait olmayisiniz,tüm çıplaklığıyla gözlerimin önüne serilmekte... Sadece sizi,cok sevdiğiniz TURGENYEV romanlarında, tarihteki "Moskof Tohumlari"nda ,aşk şiirlerinde, ilkbahar geldiğinde kırlara yayılan çimen kokusunda, "Başını göğsüme sakla sevgilim,Güzel saçlarında dolaşsin elim,Bir gün aglayalim,Bir gün gülelim. Sevişen yaramaz çocuklar gibi" dizelerinde hatırlamakta ve uzun uzun düşünmekte olduğumu bilmenizi isterim... ''



Kafkaokur dergisinde Maria Puder'in Raif Efendi'ye yazdığı mektuba da yer verilmiş.
Bir kez daha okumak çokça kedere boğdu yine yüreğimi! 

Ve tekrar tekrar okunulası kitaplardan; Kürk Mantolu Madonna / Sabahattin Ali 
devamını oku »

3 Kafkaokur / Sabahattin Ali

11 Mayıs 2015

Bu hafta,o çok sevdiğim ve hepinizin mutlaka edinmesi gerketiğini düşündüğüm KAFKAOKUR dergisinden alıntılara yer vermek istiyorum.



Bu sayısında sevgili Sabahattin Ali 'yi dökmüşler kaleme... Öyle güzel anlatmışlar ki; hayatını,yaşadıklarını,yaşatılanları,eserlerini,yazma serüvenini ve daha bir çok ayrıntıyı.

Sabahattin Ali çok sevdiğim ve beğendiğim,bütün eserlerini keyifle tekrar tekrar okuduğum o kıymetli yazarlardan. Şimdi hayatına dair bazı detayları tekrar okuyunca kamçılandı sevgim ve bir de yürek sızım!

Ne için yazdığını ve bir çok yazarımız gibi ne çok haksızlığa uğradığını fakat asla pes etmediğini biliyorsunuzdur. Ve aşağıdaki sözlerinden de anlayacaksınızdır...



Söylediğim gibi,çok şey yaşamış ve çok şey de yaşatılmış Sabahattin Ali'ye... Uğradığı onca haksızlık yüzünden cezaevlerinde yatmış. Cezaevinde birlikte yattığı birinin aracılığı ile Yugoslav göçmenlerinden Ali Ertekin ile tanışmış.O sırada Sabahattin Ali bir arkadaşının kamyonunu çalıştırmakta ve nakliyecilikle uğraşmaktaymış.Ali Ertekin şoför yardımcısı olarak alınmış ve 31 Mart 1948'e hareket edilmiş.Kızılcadere köyünde kamyondan inilmiş ve kamyon geri gönderilmiş.Sabahattin Ali Üsküp bucağının Sazara köyü yakınlarındaki ormanda Ali Ertekin tarafından 2 Nisan 1948 tarihinde öldürülmüş.Ölüsü 16 Haziran 1948'de bir çoban tarafından görülerek jandarmaya bildirilmiş.Cenazesi tanınmaz haldeymiş.

Ölümüyle ilgili sır perdesi henüz tam olarak aydınlatılmamış ve ne yazık ki mezarı bile bilinmemekteymiş Sabahattin Ali'nin!



İşte böyle... Dergide de yazılı olduğu gibi;Sabahattin Ali,boyun eğmeyen,direnişçi bir aydın;üretken ve yaratıcı bir yazar olarak edebiyat,mizah,politika ve sanatın unutulmazları arasında seçkin ve sağlam yerini aldı.Günümüzde yapıtlarıyla topluma ışık tutmaya devam eden Sabahattin Ali,yaşamıyla,inanç ve değerleriyle,toplumsal olgular karşısındaki davranış,tavır ve tutumuyla da örnek bir insan olarak hatırlanacak daima!

Ve; iyi ki bu dünyadan Sabahattin Ali geçti ...
devamını oku »

0 Elimde olsaydı her karış toprağa, buğday eker gibi kitap ekerdim...

'' Elimde olsaydı her karış toprağa, buğday eker gibi kitap ekerdim. ''
Horatius





devamını oku »

0 Uzaklarda aramayın mutluluğu...Küçücük bir kitap ve küçücük bir yer bulun kendinize!

6 Mayıs 2015

 Ben mutluluğu her yerde aradım; fakat elimdeki küçücük bir kitabı okuduğum küçücük bir yer dışında, hiç bir yerde bulamadım.
Thomas Kempis



devamını oku »

1 Marilyn ....

4 Mayıs 2015

  Hollywood'un efsane ismi, SARIŞIN BOMBA lakabıyla hala isminden bahsettiren,bir çok kişi için idol haline gelen,sıradışı olarak bilinen ve aslında hakkında hiçbir şey bilinmeyen.....MARİLYN MONROE (Norma Jeane Mortenson)! 


Benim de büyük bir hayranlık duyduğum bir isim..fakat ne seksepelatisine ne de o görkemli yaşamına;ben hep onun bilinmeyen hayatına,acılarına,kahkahalarının ardındaki iç yanışlarına,hayata yenik başlamasına,hayatındaki her erkekte aslında baba sevgisi arayışına,ayakta olmak zorunda kalışına,içindeki ağlayan çocuğa rağmen güçlü bir kadın izlenimi vermesine duydum o hayranlığı...hep içimi acıtan bir isim oldu o!

Evet,ihtişamlı bulduğunuz o hayat 1 Haziran 1926'da Amerika Los Angeles' de başlamış.Babası doğumundan önce terk etmiş annesini ve daha doğmadan baba sevgisinden yoksun kalmış o kız çocuğu...ve sonraları annesi de sinir hastalığına yakalanmış ve başlamış Marilyn'in bilinmeyen hayatı.
Henüz kendi kimliğinden bile bihaberken,8 yaşında küçücük bir kız çocuğuyken yanında kaldığı aileye misafir olarak gelen bir erkeğin tecavüzüne uğramış ve bu acı hayat kaldığı yerden daha da acıtarak devam etmiş... İlk evliliğini 16 yaşındayken yapmış okulunu bırakmış,aradan çok geçmeden intihara teşebbüs etmiş ve bu evlilik 4 yıl sürmüş.


Babasız büyüyen bir kadın;hayatına giren bütün erkeklerde onu arar hep!Diğer kadınlardan daha çok arar,koşa koşa arar,kapı kapı arar...Çocuk yüreğine yenik düşer,baba aşkıyla kaybolur o kalabalıkta!Ve çeşitli evliliklerle aramaya devam eder bu aşkı..


1944'de kadınların orduya yaptığı katkıyı görüntüleyen bir gazetecinin objektiflerine takılır ve şöhret hikayesi başlamış olur.
Kariyer hayatında hırs yapmasına sebep olur geçmişin etkileri,bastırmaya çalışır içindekileri;kendini işine adayarak.Susturamaz ne yapsa olmaz...incinir,hırçınlaşır,korkar ve silemez içindeki kız çocuğunun göz yaşlarını.Babasını arar bir gün,fakat babası onu tanımadığı söyleyip kapatır telefonu ve ''ben Norma'yım baba!!'' diye ağlar saatlerce Marilyn...ve içindeki kız çocuğunun,Norma'nın öldüğünü anlar ; MARİLYN MONROE'yi de öldürmeye karar verir.... 5 Ağustos 1962 da odasında ölü bulunur.........



Bu muhteşem,görkemli sandığımız hayat ona göre hiç başlamadan sona erer...ve onun yerinde olmak isteyen onca insana rağmen o,o insanların küçücük mutluluklarına aç gider bu hayattan.
Demem o ki ; Marilyn bütün o ihtişamın yerine...anne sıcağının,baba kucağının özlemini ve acısını hatırlatır bana!
Evet,sanırım hızımı alamayıp biraz fazla bahsettim ama bence mutlaka çıkmalısınız bildiklerinizin dışına ve okumalısınız bu muhteşem kadının hayatını...




İşte bu haftaki kitabımız : MARİLYN MONROE ve BİLİNMEYEN HAYATI - J.Randy Taraborrelli



devamını oku »

0 Kitapları Sevin ...

1 Mayıs 2015



 '' Kitapları seviniz, onlar yaşamınızı daha çekici bir hale sokacak, size dostça hizmet ederek düşüncelerin, duyguların ve olguların dolaşık ve gürültülü karmaşasında, yolunuzu bulmanıza yardım edecek, kendinize ve başkalarına saygı duymayı öğretecek, yüreği ve aklı dünya ve insanlık sevgisiyle dolduracaktır. ''
Maksim Gorki


devamını oku »
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...